23-24 Şubat 2024 tarihlerinde İbn Haldun Üniversitesi Medeniyetler İttifakı Enstitüsü ile Sosyoloji, Tarih, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümleri ve Hukuk Fakültesinin birlikte düzenlediği Filistin Sempozyumu farklı seslerin Filistin ve Filistin halkı için birleştiği uluslararası bir akademik etkinliğe sahne oldu.
Dünyanın dört bir yanından akademisyenler, doktorlar, aktivistler ve gazeteciler gibi farklı meslek gruplarını bünyesinde barındıran sempozyumda, asıl kafa yorulması gerekenin Filistin’de şimdiye kadar neler olduğu değil, bundan sonra neler olacağı ve soykırım karşıtları olarak bu vahşeti duyurmak ve durdurmak için neler yapılabileceğine odaklanıldı.
Törende selamlama konuşmalarını yapan Üniversitemiz Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. İrfan Gündüz, Filistin coğrafyasından yükselen feryadın dünyaya ilanı olarak adlandırdığı Filistin Sempozyumu’nda bugün adalet, demokrasi ve eşitlik vaat ederek İslam ülkelerini sömürmeye çalışanlara karşı durulmasının gerekliliğinden bahsetti. Prof. Gündüz; Batı’nın sağır ve dilsiz kaldığı bu göz göre göre katliamı akademik dünyaya duyurmak için düzenlenmiş olan Filistin Sempozyumu’nun öneminden bahsettiği konuşmasını, etkinliğe katılarak bu direniş ve farkındalığa güç veren herkese yürekten teşekkürlerini sunarak sonlandırdı.
Prof. Gündüz’ün ardından selamlama konuşmalarında Üniversitemiz Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Necmeddin Bilal Erdoğan, Filistin Sempozyumu’nun şimdiye dek ne olduğuna değil ne olacağına odaklanmasının, bir üniversitenin yapacağı bir etkinlik için oldukça isabetli olduğuna değindi.
Yakın zamanda Güney Afrika’daki Cape Town şehrinde bulunduğunu kaydeden Erdoğan, ırkçı bir rejimin doğurduğu sonuçları Cape Town’da çok net gördüğünü ifade ederek İsrail’in Filistin’de uyguladığı acımasız ayrımcılığın muhtemel sonuçlarının korkunçluğunun altını çizdiği konuşmasında İsrail’in şu anda Filistin’de ne yaptığı ve bunun muhtemel sonuçlarını merak edenlerin sorularının cevaplarına sözlükte kolayca “Irkçı rejim, Nazi rejimi, faşizm ve soykırımcı rejim” gibi kavramları aratarak ulaşabileceklerini kaydetti. Erdoğan, son olaylarla birlikte açıkça anlaşıldığı üzere insan hakları ve insanlık bilinci denen kavramların anlamlarını yitirdiğini ve bunun akabinde dünyayı büyük bir kaosun beklediğini ifade etti. Erdoğan, konuşmasını buna karşı durmanın yalnızca Filistin’in yanında durmak ile değil, insanlığımızı korumakla da doğrudan ilgili olduğunun altını çizerek sonlandırdı.
Selamlama konuşmalarında Rektörümüz Prof. Atilla Arkan, konuşmasına 20. yüzyılda Orta Doğu’nun petrol ve Filistin olmak üzere iki sancılı meselesinin olduğunu ve küresel düzenin bu iki mesele için kan dökmekten hiçbir zaman geri durmadığını hatırlatarak başladı.
Özellikle Filistin konusunun hepimizin yüreğinde derin yaralar açtığını ifade eden Prof. Arkan, Ortadoğu’nun bağrına saplanan bir bıçak olarak tanımladığı İsrail’in on yıllardır devam eden işgal ve katliamlarının artık bir soykırıma dönüştüğünü, yüzyıllardır Osmanlı Devleti’nin sağlam duruşu sayesinde kurulamayan İsrail’in ne yazık ki 1948 yılında bağımsızlığını ilan etmesi akabinde Orta Doğu’nun bir daha asla huzuru göremediğinin altını çizdi. Miraç’ın şahidi, medeniyetler şehri, ilmin, barışın ve hoşgörünün merkezi Kudüs’ün uzun yıllardır İsrail zulmü altında can çekiştiğini ifade eden Arkan, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze'de bombaladığı 11 üniversitenin isimlerini tek tek saydığı konuşmasında 90.000 üniversite öğrencisinin yükseköğrenimin yarıda kesildiği, 231 öğretmen ve akademisyen ile 4 bin 237 öğrencinin hayatını kaybettiğinin bilgisini verdiği konuşmasında İsrail’in Gazze'de Filistinlilerin eğitim sistemini de sistematik olarak yok ettiğini vurguladı.
“Filistin ve Küresel İlişkilerin Geleceği” temasıyla düzenlenen sempozyumda Filistin'in anlaşılmasına dair temel fikirler, metodolojiler, dil ve teorilere odaklanarak derinlemesine diyalog, araştırma ve politika etkilerinin keşfi için dinamik bir akademik platform oluşturmanın amaçlandığını belirten Arkan; konuşmasını sempozyumun akademisyenler, aktivistler, araştırmacılar ve medya profesyonellerini Filistin özelinde birlikte düşünmeye, üretmeye, Filistin ile küresel özgüvenin yeniden kazanılmasına da davet ettiğini ifade ederek sonlandırdı.
Rektörümüz Prof. Atilla Arkan’ın ardından selamlama konuşmalarında Üniversitemiz Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Faruk Yaslıçimen ise konuşmasına katılımcıların huzurunda organizasyon komitesi adına bulunduğunu ifade ederek başladı.
Bu sempozyumun zihinlerin bir araya gelmesinden öte dayanışma ve Gazze'deki durum gibi derin bir küresel etkiye sahip olacak bir meselenin geleceğini anlamak için kurulan bir platform olduğunu ifade eden Dr. Yaslıçimen, organizasyon komitesi üyelerinin sempozyumu hazırlarken 7 Ekim'in mücadele tarihinde tesadüfi bir an olmadığı ve mücadelenin geleceği için bir dönüm noktası olacağı konusunda fikir birliğine vardıkları ve herkesin tüm bu olaylar sonucunda neler olacağını anlamak için Filistin Sempozyumu’nda bir araya geldiğine değindi.
Dünyanın çeşitli köşelerinden uzmanları, aktivistleri, gazetecileri ve akademisyenleri bir araya getiren Filistin Sempozyumu’ndaki bu çeşitliliğin davaya duyulan uluslararası ilgi ve bağlılığı yansıttığını vurgulayan Dr. Yaslıçimen, bu toplantıyla adalet ve barış arayanların sesini yükseltmeyi ve halklar tarafından duyulan ancak Gazze'deki soykırım suçlarının ortak failleri olan Batılı hükümetler tarafından kulak tıkananların sesini duyurmayı umduklarını belirtti. Yaslıçimen, sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen herkese şükranlarını sunduğu konuşmasını konuşmacılar ve katılımcılara özellikle teşekkür ederek sonlandırdı.
Selamlama konuşmalarının ardından Filistin ve Küresel İlişkilerin Geleceği temalı Filistin Sempozyumu’nun açılış konuşmaları, Üniversitemiz Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Yusuf Özdemir moderatörlüğünde Kuzey Norveç Üniversitesi Hastanesi Doktoru Prof. Mads Gilbert’ın sunumuyla başladı.
Oturum başlangıcında Filistin’in bugün için uluslararası kamuoyunun bir turnusolü olduğunu ifade eden moderatör Dr. Ahmet Yusuf Özdemir, tarafımızı net bir şekilde ortaya koymak dışında tercih bırakmayacak kadar çarpıcı bir gerçekle karşı karşıya olduğumuzu belirtti. 75 yıllık işgal coğrafyasında tanklara taş atarak karşılık vermeye çalışan çocuklardan beyaz bayrak sallarken öldürülen yaşlı kadınlara kadar insanca yaşama adına mücadelenin her türlüsünün Filistin'de sahnelendiğine değinen Dr. Özdemir, bugün gelinen noktada ise soykırımın en sistematiğinin dünya kamuoyuna inat yürütüldüğünü görüyor ve dünya kamuoyunun üzerine on yıllardır bir sis perdesi gibi çöken İsrail paradigmasının yıkılışına tanık olduğumuzun altını çizdi. Dr. Özdemir; yeni bir dünya düzeninin kurulmak zorunda olduğunu ifade ettiği oturum açılış konuşmasını “Nehirden Denize Özgür Filistin” için herkesin elinden geleni yapmaya gayret etmesi gerektiğinin altını çizerek sonlandırdı.
Dr. Ahmet Yusuf Özdemir’in ardından Filistin Sempozyumu’nun ilk oturumunun konuşmacısı Kuzey Norveç Üniversitesi Hastanesi Doktoru Prof. Mads Gilbert, konuşmasına “Hepimiz Gazze’yiz” anlamına gelen bir Arapça hat çalışmasının fotoğrafını göstererek başladı. Hali hazırda Filistin’de yaşanan vahşete karşı duruşun sebebinin ne yalnızca Filistinliler ne de yalnızca Müslüman olmak yahut diğer faktörler değil, tüm insanlığı etkileyen bir zulüm oluşundan kaynaklı olduğunu ifade eden Prof. Gilbert, Amerika Birleşik Devletleri tarafından da desteklenen barbarlığın 7 Ekim’den bu yana 184 camii ile birlikte 3 kiliseyi de yıktığına değindi. 1948’den beri 800’den fazla ibadethanenin yerle bir edildiği bilgisini veren ve kendisi de bir medikal doktor olan Gilbert, Filistin’de en başından itibaren görevlerinin başında ve kendi hayatlarını hiçe sayarak yararlanan insanları kurtarmak için çaba sarf eden sağlık personeline içten teşekkür ve takdirlerini sunarak konuşmasını sonlandırdı.
Prof. Mads Gilbert’ın konuşmalarının ardından sempozyumun ilk günü İbn Haldun Üniversitesi’nden Prof. Irfan Ahmad moderatörlüğünde ve İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nden Prof. David Miller, İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Prof. Berdal Aral, Gazze İslam Üniversitesi’nden Dr. Kamalain Shaath ve San Francisco Eyalet Üniversitesi’nden Dr. Rabab Abdulhadi, “Akademik Özgürlükleri Korumak ve Kamusal Aydınların Filistin Konusundaki Rolü” başlığı altında birer sunum yaptı. İkinci oturumda TRT World Araştırma Merkezi’nden Tarek Cherkoui moderatörlüğünde ve Avukat ve İnsan Hakları Aktivisti Gülden Sönmez, Birzeit Üniversitesi’nden Prof. Helga Baumgarten, Yazar ve İnsan Hakları Aktivisti Miko Peled ve İsrail Konut Yıkımları Karşıtı Kurul Direktörü Jeff Halper, “Apartheid ve Siyonist İşgale Eleştirel Yaklaşımlar” başlığı altında birer sunum yaptı.
24 Şubat’ta devam eden oturumlarda ise İbn Haldun Üniversitesi’nden Prof. Alev Erkilet moderatörlüğünde ve Filistin Ulusal Girişimi Genel Sekreteri Mustafa Barghouti, Birzeit Üniversitesi’nden Karim Qurt, Bethlehem Üniversitesi’nden Siham Fayyad ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Dr. Khalid el-Awaisi, “Yerleşimci-Sömürgeci Şiddete Karşı Filistin’de Gündelik Direniş” konusunda birer sunum yaptı. Günün ikinci oturumunda Boğaziçi Üniversitesi’nden Dr. Hasan Basri Bülbül moderatörlüğünde ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nden Prof. Yücel Acer, Osaka Jogakuin Üniversitesi’nden Prof. Saul Takahashi, Cenevre Üniversitesi’nden Ihsan Adel, Texas Eyalet Üniversitesi’nden Sabah Carrim ve Ohio Eyalet Üniversitesi’nden Prof. John B. Quigley, “İnkardan İkrara: Gazze Soykırımı Üzerine Toplumsal-Hukuki Perspektifler” başlığıyla birer sunum yaptı. Üçüncü oturumda Çevirmen Ayçin Kantoğlu moderatörlüğünde ve Güney Afrika İnsan Hakları ve Toplumsal Adalet Aktivisti Shamim Hargovan, İstanbul Gedik Üniversitesi’nden Dr. Selim Sezer, Yerli Amerikan Aktivist Tara Houska Zhaabowekwe ve Afrika-Orta Doğu Merkezi’nden Na’eem Jeenah, “Filistin ile Küresel Dayanışma ve Genişleyen Mücadele” başlığı altında birer sunum yaptı. Sempozyumun son oturumunda ise İbn Haldun Üniversitesi’nden Dr. Heba Raouf Ezzat moderatörlüğünde ve Gazeteci Turan Kışlakçı, Ah Sharq Forum’dan Wadah Khanfar, Tahran Üniversitesi’nden Prof. Seyed Mohammad Marandi ve TRT Arapça’dan Somaya Abu Eita, “Anlatıyı Biçimlendirmek: Filistin Tasvirinde Medyanın Rolü” başlığı altında birer sunum yaptı.
Filistin ve Küresel İlişkilerin Geleceği Temalı Filistin Sempozyumu, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyemiz Prof. Ramazan Aras moderatörlüğünde New York Şehir Üniversitesi’nden Prof. Talal Asad ve Columbia Üniversitesi’nden Mahmood Mamdani’nin kapanış konuşmaları ile sona erdi.